Mikro-kırık yönteminin avantajları hasta ve hekim için kolay ve ucuz bir teknik olması, tek bir ameliyat gerektirmesi ve artroskopi ile yapılabilmesidir. Küçük çaplı kıkırdak hasarlarında sıklıkla ilk olarak tercih edilen yöntemdir. Buna karşın, tekniğin en önemli dezavantajı oluşan tamir dokusunun “kıkırdak benzeri” olmasıdır. Bu doku normal kıkırdaktan farklıdır ve uzun yıllar normal kıkırdak gibi işlev görmesi beklenemez.
Mozaikplasti
Mozaikplasti için silindirik doku alınması Eklemin yük taşımayan bölgesinden 6-8 mm çapında ve 15 mm boyunda kıkırdak ve kemikten oluşan silindirik parçaların alınıp, bunların yük taşıyan bölgedeki hasarlı bölgeye nakledilmesidir. Bu teknikte 4cm2’nin altındaki hasarlarda uygulanır. En sık diz ve ayak bileği eklemlerinde uygulanır. Artroskopik veya açık yöntemle yapılabilir. En önemli avantajı, normal kıkırdağın mimari yapısında bir dokunun hasarlı bölgeye nakledilmesidir. Dezavantajları ise sınırlı sayıda doku nakli yapılabilmesi ve hasarlı bölgeye nakil yapılabilmesi için eklemin başka bir bölgesindeki normal kıkırdağın feda edilmesidir. Çok büyük hasarlarda bazen sağlam olan karşı diz ekleminden de doku alınması gerekebilir. Tekniğin özelliği dolayısı ile hasarlı bölgenin ancak % 70’i nakledilen kıkırdak ile doldurulabilir, nakledilen silindirler arasında kalan bölge kıkırdak benzeri bir tamir dokusu ile iyileşir. Bu teknik genellikle küçük kıkırdak hasarlarında daha başarılıdır. Büyük yaralanma alanlarında eklemin normal şeklinin oluşturulması zor olabilir. Ameliyat sonrası dönem mikro-kırık yöntemi ile benzerdir.
Mozaikplasti ile kıkırdak nakli yapılmış
Artroskopi ile mozaikplasti ameliyatı
Kıkırdak nakli
Son yıllarda üzerinde en çok araştırma yapılan ve başdöndürücü bilimsel gelişmelerin olduğu alan kıkırdak naklidir. Bu teknikte önce artroskopi ile kıkırdak hasar saptandığı sırada eklemin yük taşımayan bölgesinden yonga şeklinde birkaç milimetrelik kıkırdak dokusu alınır. Bu doku steril şartlarda laboratuvar ortamında işlenir ve içindeki kıkırdak hücreleri çoğaltılarak üretilir. Birkaç hafta süren bu işlem sonrasında oluşan yeni kıkırdak hücreleri, bu kez açık cerrahi ile hasarlı bölgeye nakledilir. Birinci nesil adı verilen kıkırdak nakli tekniklerinde bu hücreler, diz çevresi dokulardan alınan ve hasarlı bölgeye dikilen zar şeklinde bir dokunun altına enjekte edilmekteydi.
Birinci nesil kıkırdak nakli
Son yıllarda ikinci jenerasyon adı verilen tekniklerde, kıkırdak hücreleri matriks adı verilen bir taşıyıcı doku içinde üretilmekte ve bu doku hasarlı bölgeye şekil verildikten sonra yapıştırılarak işlem tamamlanmaktadır.
Doku örneği alınır, üretilir ve hasarlı bölgede örtü şeklinde bir kapağın altına enjekte edilir
İkinci nesil kıkırdak nakli
Kıkırdak nakli tekniklerinin en önemli avantajı herhangi bir dokuya zarar vermeden hastanın kendi hücrelerinin, hasarlı bölgeye istenen miktarda akatarılabilmesidir. Boyut sınırı yoktur ve istenilen çap ve yükseklikte doku üretilebilir. Oluşan yeni kıkırdak dokusu normal eklem kıkırdağına çok daha yakındır. Tekniğin dezavantajları iki ameliyat gerektirmesi ve pahalı olmasıdır. Çok yeni bir yöntem olmasına rağmen dünyada on yılın üzerinde yapılan takiplerde hastaların %80-90’ında başarılı sonuçlar bildirilmiştir. Ameliyat sonrası dönem diğer teknikler ile benzerdir.
a) Hasarlı bölgenin hazırlanması b) Doku mühendisliği ile hazırlanmış matriks içinde kıkırdak hücreleri c) Matriks hasarlı bölgeye yerleştirilmiş