Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre her 1000 canlı doğumdan 2’sinde görülen doğuştan kalça çıkığı, ülkemizde biraz daha sık olup yaklaşık 1000’de 5 oranında görülmektedir. Doğuştan kalça çıkığı için risk faktörleri ilk çocuk olmak, kız cinsiyet, aile öyküsü, gebelik suyunun azlığı (oligohidramnios), prematürelik, eşlik eden boyun ve ayak deformiteleri (torticollis ve metatarsus adduktus) olarak sayılabilir.
Doğuştan kalça çıkığı hastalığı süreci anne karnında başlar ancak hastalığın seyri doğumdan sonra da devam ederek bebek büyüdükçe kötüleşme eğilimindedir. Bebek devamlı kucakta olduğu için kalçanın çıkık olduğu anne baba tarafından genellikle yürüme çağına kadar anlaşılamaz.
Kalça ekleminde bebekken tespit edildiğinde Pavlik bandaj veya abdüksiyon cihazıyla başarılı şekilde tedavi edilebilen olgular, eğer erken tespit edilemeze ne yazık ki yürüme çağına yaklaştıkça cerrahi tedavilere ihtiyaç duyar hale gelir. Bu nedenle doğuştan kalça çıkığının erken teşhisi çok önemlidir.
Kalça eklemindeki hareket kısıtlılığı ve yuva ile arasındaki uyumsuzluk yalnızca bu konuda deneyimli eller tarafından muayene edilerek anlaşılabilir. Hafif şiddetteki olgularda veya kalça ekleminin çıkık olmadığı, yalnızca yuvada yetmezlik olduğu durumlarda muayene de yeterli olmaz.
Doğuştan kalça çıkığı taramasında fizik muayeneye ek olarak ultrason yöntemi ile kolay ve ağrısız bir şekilde tanı konabilmektedir (Resim 1). Kalça ultrasonu taraması bebeklerde 1 ila 3 ay arası yapılmaktadır. Hastanemizde kalça ultrasonu Çocuk Ortopedisi konusunda deneyimli Ortopedi ve Travmatoloji hekimi tarafından yapılmaktadır. Böylelikle hastanın tanı, tedavi ve takibinin hızlı ve etkin bir şekilde aynı hekim tarafından yapılması sağlanmaktadır.
Kalça ultrasonu ses dalgaları kullanılarak yapılır ve bebeğe herhangi bir ışın verilmesi söz konusu değildir. Bebek radyasyona maruz kalmadığı için tekrar tekrar ve güvenle yapılabilir, çocuğun büyümesi ve gelişmesi üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur.
Kalça çıkığı muayenesinin her yenidoğan bebekte mutlaka yapılması önerilmektedir. Ancak fizik muayene tek başına yeterli değildir. Muayene ile ultrasonun birlikte aynı ekip tarafından yapılması ile kalça çıkığı veya yuva yetmezliği bulunan olguların atlanma riskinin en aza indirileceği açıktır. Bu sayede sınırda olan olgular da erken teşhis ve etkin tedavi ile kolayca çözüme kavuşturulabilecektir. Bu nedenle her yeni doğan bebeğe kalça çıkığı muayenesi ile birlikte ultrason da yapılmasını öneriyoruz.
Uyluk kemiğinin (femur) baş kısmı doğuşta kıkırdak yapıda olup, ortalama 6 ay civarında kemikleşmeye başlar. Bu kemikleşme ilerledikçe kalça ultrasonografi görüntüsünün kalitesi azalır. Bu nedenle kalça ultrasonu, 6 ayın sonuna kadar yapılabilir. 6 aydan büyük bebeklerde ise radyolojik takipte röntgen kullanılmalıdır.