Çankaya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Reha Tandoğan yaptıkları çalışmaları Sağlık Dergisi’ne anlattı.
Prof. Dr. Reha Tandoğan, Çankaya Hastanesi’nin Ortopedi ve Kalp- damar cerrahisi üzerine uzmanlaşmış bir hastane olduğunu; ortopedi ve el-mikrocerrahi ekibinin 15 kişilik bir gruptan oluştuğunu dile getirdi. Ortopedinin alt dallarında uzmanlaşmanın önemine değinen Prof. Dr. Tandoğan, her biri kendi alanında üst düzeyde bilgi ve beceri sahibi uzmanlardan oluşan bir ekiple çalıştıklarını ve yılda 3500 civarında ameliyat yapıtıklarını ifade etti. Artroskopik cerrahi, spor yaralanmaları, eklem artroplastileri, çocuk ortopedisi, omurga cerrahisi, el-mikrocerrahi ve travmatoloji alanlarında uzmanlaşmış ortopedistlerden kurulu bir ekip olarak çalıştıklarını belirten Dr. Tandoğan, bu kadar çok sayıda ve çeşitliliğe sahip olguların tedavisi ile bir eğitim hastanesi kliniğine benzer nitelikte hizmet verdiklerini söyledi. Prof. Dr. Tandoğan: “Alanımızdaki en son bilimsel gelişmeleri ve yenilikleri takip ediyoruz. Ortopedi ve travmatoloji çok dinamik bir alan ve neredeyse her konuda sürekli gelişmeler ve yenilikler ortaya çıkıyor. Ekip olarak bunları takip etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda gerek yurt içi, gerekse yurt dışında konuşmacı ve eğitici olarak bu gelişmelere katkıda bulunuyoruz. Ülkemizde bu konudaki uzmanlık derneklerinde aktif görevlerimiz var. Özellikle artroskopik diz omuz ve ayak bileği cerrahisi ve eklem protezleri konusundaki deneyimlerimizi meslektaşlarımızla paylaşıyoruz. Diz bağ yaralanmaları tedavisinde Türkiye’de önde gelen bir kliniğiz, bu alanda 10 binin üzerinde olgumuz var. El ve mikrocerrahi konusunda ülkemizde üst düzeyde deneyime sahip sayılı kliniklerden biriyiz.” şeklinde konuştu.
Son yıllarda hastalıklı olmayan dokuya en az zarar verecek şekilde cerrahi işlem yapılmasının, yani “minimal invazif cerrahi”nin gündemde olduğunu belirten Dr. Tandoğan, sadece hastalıklı dokulara müdahale edilip çevresindeki sağlıkılı dokuları korumak konusunda bir çok gelişmeler ortaya çıktığını ifade etti. “Bu alandaki gelişmeler kırık tedavisinden eklem protezlerine, artroskopik cerrahiden omurga cerrahisine kadar bir çok alanda kendini göstermiştir. Bunun hastaya faydası, çok daha küçük kesilerden cerrahi işlemin yapılması, ameliyat sonrası ağrının çok daha az olması, hastanede yatış süresinin kısalması ve hastaların günlük yaşam ve spora daha erken dönmelerinin sağlanmasıdır.” dedi.
Artroskopik cerrahi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tandoğan, birer santimetrelik küçük deliklerden eklemlerin görüntülenerek cerrahi işlem yapılmasına artroskopi adı verildiğini söyledi. En sık diz ekleminde olmak üzere omuz, ayak bileği, dirsek, el bileği ve kalça eklemini ilgilendiren birçok hastalığın günümüzde artroskopi ile tedavi edilebildiğini belirtti Sık olarak diz ekleminde menisküsler, çapraz bağlar ve eklem kıkırdağı yaralanmaları ve hastalıklarına bu yöntemle cerrahi yapılabildiğini ifade eden Dr. Tandoğan “Özellikle artroskopik cerrahi konusunda ülkemizde çok üst düzeyde bir deneyime sahibiz, gerek yurt içinden, gerekse komşu ülkelerden gelen ve bizimle belirli süreler çalışan genç meslektaşlarımıza bu deneyimlerimizi aktararak onların eğitimine katkıda bulunuyoruz” diye devam etti.
Hastaların genel olarak ameliyat olmaktan çekindiklerini ve ameliyatların başarısını etkileyen faktörlerin ne olduğunu sorduğumuzda şu cevabı aldık. “Herhangi bir cerrahi girişimin başarılı olabilmesi için bazı ön şartlar vardır, bunlardan ilki ameliyatı yapan cerrah konusunda deneyimli ve yetenekli olmalıdır. Bir diğeri hastanenin ve ameliyathanenin hijyeni ve donanımı çok iyi olmalı ve beklenmedik durumlarda gereken müdahaleyi yapabilecek ekipmana sahip olmalıdır. Cerrahi bir ekip işidir, ameliyathane personeli, anestezistler ve cerrahlar uyum içinde olmalıdır. Diğer meslektaşlarınızın da fikirlerini almak ve hastaya en yararlı tedavi şeklini seçmek te önemlidir. Özellikle zor ve komplike hastalarda, ekip olarak toplanıp tartışıyor ve en uygun tedaviye karar verdikten sonra uyguluyoruz. Başka bir faktör yaptığınız işlemin kontrolüdür. Yapılan her ameliyatın sonucunu ekip olarak değerlendiriyoruz ve “Daha iyi nasıl yapabiliriz ?”i tartışıyoruz; bu da başarıyı getiriyor. Dünyadaki başarı neyse bizdeki başarı da odur”.
Türk ortopedisinin durumunu değerlendiren Prof. Dr. Tandoğan, ortopedi ve travmatoloji uygulamalarının dünyanın gelişmiş ülkeleri ile benzer düzeyde olduğunu söyledi. Türk ortopedi camiasının dünyadaki gelişmeleri yakından izlediğini ve yurt dışı ile üst düzeyde ilişkileri sayesinde gelişmelere kolaylıkla ayak uydurduğunu dile getirdi. Yeniliklere bir örnek olarak; harap olan eklem kıkırdağını yenilemede kullanılan kıkırdak naklinin, son yıllarda yoğun olarak araştırıldığını söyleyen Prof. Dr. Tandoğan, hastadan alınan eklem kıkırdağı hücrelerinin, laboratuar ortamında çoğaltıldıktan sonra hasarlı bölgeye nakledilebildiğini ve bunun ülkemizde ve Çankaya hastanesinde başarı ile uygulandığını ifade etti.